Medeniyetler, geleceğe bedel ödeyenlerin omuzlarında taşınır. Tarih, zorlu mücadelelerden başarıyla çıkanların öncülüğünde yazılır. Büyük zaferler, büyük milletlerin kaderidir.

Bugün şan ve şerefle kutladığımız 30 Ağustos; özgürlüğümüzün simgesi, zaferlerimizin zirvesidir.

1071'den 1922'ye tarihimiz, bizi biz yapan şanlı mücadelelerin şahididir. Aziz milletimizi bugünlere taşıyan tüm zaferler; bugün bu vatan toprağında nefes almamızı borçlu olduğumuz kahraman ecdadımızın eseridir.

1071 Yılı 26 Ağustos'ta Malazgirt zaferi ile Anadolu yurt olmuş, her karışı şehit kanlarıyla sulanan bu topraklarda büyük bir medeniyet kurulmuştur. 30 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz Zaferi ile de düşmanların emelleri son bulmuştur.

Milletimiz; asırlar süren kutlu yürüyüşünü, ağustos ayında kazanılan zaferlerle taçlandırmıştır. Büyük bir davanın peşinde, büyük bir sevdanın izinde ilerleyen Türk akıncıları; önce Anadolu'nun kapılarını açmış, ardından İstanbul'da konaklamış, Asya'nın bozkırlarında, Avrupa'nın ortalarında otağ kurmuşlardır. Bu ilerleyiş sürecinde en büyük zaferlerimiz hep Ağustos ayında yaşanmıştır:

26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi

11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi

23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi

24 Ağustos1516 Mercidabık Zaferi

29 Ağustos 1521 Belgrad'ın Fethi

29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi

1 Ağustos 1571 Kıbrıs'ın Fethi

5 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı'nın Başlaması

26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi

Her büyük zafer eşsiz bir ruh ile kazanılmış, kahraman milletimizin adı tarihe silinmez harflerle yazılmıştır. Çok iyi biliyoruz ki; bizleri geleceğe taşıyan her zafer, silahların değil, toplu vuran yüreklerin, birbirine kenetli gönüllerin zaferidir.  Göz bebeği gibi kolladığı yavrusunu "Haydi oğul, ya şehit ol ya gazi!" diyerek askere yollayan anaların,  savaşın en kritik anında "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" diyerek zafere ulaştıran komutanların zaferidir.

98 yıl önce Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile bu mukaddes Anadolu topraklarının sonsuza dek Türk yurdu olduğu dünyaya ilan ve ispat edilmiştir. Ne mutlu ki Aziz Milletimiz; dün olduğu gibi bugün de büyük zaferlerin ruhundan hiçbir şey kaybetmemiştir.

Bu zaferleri tarihimize bir övünç sayfası olarak yazan ve topraklarımızdaki varlığımızı canlarını feda etmek suretiyle sağlamlaştıran başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi minnet, şükran ve rahmetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun.

Dr. Önder ARPACI

Edirne İl Millî Eğitim Müdürü